BEN KİMİM ?
“Çocuklar bilim insanıdır. Kendi öğrenme süreçlerinde kendi araştırmalarını yapmak, deneyimlerini oluşturmak ve yeniden icat etmeleri gerekir.” – Jean Piaget, 1957 İnsan her yaşta ve yaşam döneminde gelişir. İnsan anne karnından itibaren doğuştan getirdiği biyolojik kaynaklar ile çevrenin sunduğu kaynakların karşılıklı etkileşiminde kendiliğini, diğer insanları ve dünyayı anlamlandırmaya çalışır. Bebeklik döneminden itibaren insan, çevresinden kendisine sunulan bilgilerin pasif bir alıcısı değildir ve her yaşam döneminde değişen ve gelişen bilişsel, sosyal ve duygusal becerileri ile bu bilgileri aktif bir şekilde yorumlayan, irdeleyen ve anlamlandıran bir canlıdır. Gelişim psikolojisinin önemli isimlerinden Jean Piaget’nin ortaya koyduğu bu yaklaşım, insanın kendi yaşamında aktif bir konuma sokmaktadır. Deneyimsel oyun terapisi kurucusu Byron Norton’da benzer bir yaklaşıma sahip olmakta ve insanın kendi iyileşmesini en iyi kendisinin bildiğini öne sürmektedir. Terapi odasının, danışana kendi hayatı üzerinde etki gücü olan, değişebilen, kendisini bilebilen bu aktif rolü deneyimleyecek güvenli ve kapsayıcı alanı ve ihtiyaç duyulan materyalleri sunması önemlidir. Gelişim psikolojisi alanında geçmiş ve güncel bilimsel çalışma bulgularından elde edilen bilgi donanımı ve klinik psikolojisinin çeşitli alanlarından elde edilen terapötik yaklaşımlar ve müdahaleler ile bu alanı ve materyalleri sunmayı amaçlamaktayım.
TERAPÖTİK YAKLAŞIMIM
Terapötik yaklaşımı kısaca her terapistin seans odasında gösterdiği tutum ve faydalandığı terapi ekolleri şeklinde ifade edebiliriz. Kendim klinik psikoloji, gelişim psikolojisi ve aile psikolojisi alanlarındaki öğrendiklerimi uygulamaya geçirmeyi önemseyen bir terapistim. Bireysel ve aile seansları gerçekleştirmekteyim. Bilişsel Davranışçı Terapi, Şema Terapi, Psikodinamik Terapi, Deneyimsel Oyun Terapisi, Filial Terapi, Şema Oyun Terapisi ve Sistemik Aile Terapisi yaklaşımlarından faydalanarak eklektik, başka bir deyişle, bütüncül bir yaklaşımla çalışmalarımı sürdürmekteyim. Terapi sürecinde danışan-terapist arasında kurulan profesyonel ilişkinin bir zemin oluşturduğuna inanarak bireye ve aileye kapsayıcı bir tutumla yaklaşmanın önemli olduğuna inanarak terapötik yaklaşımımı şekillendirmekteyim.