Ergenlik dönemi, bireyin kimlik oluşturma sürecine girdiği ve özerklik arayışının yoğun şekilde hissedildiği bir gelişim evresidir. Bu süreçte gençler, bir yandan çocukluk döneminin izlerini taşırken bir yandan da yetişkinlik dünyasına adım atmanın getirdiği sorumluluklarla yüzleşir. Bu çift yönlü geçiş dönemi, birey için olduğu kadar ailesi için de pek çok zorluğu beraberinde getirebilir. Gençler, iç dünyalarında yaşadıkları bu karmaşa nedeniyle yoğun öfke patlamaları, depresyon, sosyal kaygı, yeme bozuklukları ya da kendine zarar verme davranışları gibi zorlanmalarla karşı karşıya kalabilirler. Gencin bu zorlayıcı süreçte desteklenmesi, hem bireysel gelişimi hem de aile içi ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde inşaa edilip sürdürülebilmesi açısından büyük önem taşır. Tuzla Gelişim, bu noktada gençlere ve ailelerine yönelik psikoterapi hizmetiyle gençlerin ve ailelerin yanında yer alır.
Ergenlerle terapi, bu dönemde yaşanan zorlukların üstesinden gelmek için etkili bir yöntem olarak öne çıkar. Ergenlerle oyun terapi ise, bağlanma temelli yaklaşımıyla ebeveyn-genç ilişkisini yeniden yapılandırmak ve güçlendirmek için bir araç sunar. Ergenlik, bireyin kendi kimliğini oluşturma çabasıyla özerklik arayışına girdiği bir dönemdir ve bu çaba genellikle aileden uzaklaşma davranışlarını beraberinde getirebilir. Bu durumda, aile ve genç arasında güven ve iletişimi yeniden tesis etmek önemlidir. Ergenlerle terapi, sadece gençler ve aileleri arasındaki iletişimi yeniden yapılandırmak ve ergen aile çatışması gündemlerini azaltmak ile kalmaz, aynı zamanda bireyin duygusal dünyasını ifade edebileceği güvenli bir alan sunar. Ebeveynler ve gençler arasında yeni gelişim dönemine uygun (ergenlik dönemi) bağların yeniden örülmesi, oyunlar ve egzersizler aracılığıyla sağlanabilir. Bu bağlar, gencin içsel dengesi ve aile içindeki rolünü daha sağlıklı bir şekilde kurgulaması için temel oluşturur.
Bu bağlamda Tuzla Gelişim, ergenlerle terapi süreçlerinde, ailelerin de sürece aktif bir şekilde dahil edilmesine özen gösterir. Bu yaklaşım, ergenlik döneminin aile boyutundaki etkilerini göz önünde bulundurur. Ergenlik, yalnızca bireyin kendi içsel yolculuğu değil, aynı zamanda bir aile dinamiği değişimidir. Gençler kadar ebeveynler de bu dönemden etkilenir ve çocukluk döneminin sona ermesine yönelik duygulanımlarını, çocuklarının kimlik arayışına yönelik soru işaretleri gibi başlıca alanlarda çocuklarına destek olmak ve rehberlik etmek için desteğe ihtiyaç duyabilirler. Aile içerisinde ergenlik döneminin kabul edilip sindirilmemesi ve değişimlerin işlevsel bir şekilde aile sisteminin içerisine giremiyor olması ve de çeşitli iletişim ve bağlantı zorlukları, gencin bu dönem de yaşayabileceği çeşitli duygusal ve davranışsal zorlanmaları daha da derinleştirebilir. Bu nedenle, ebeveynlerin ergenlik dönemi ile ilgili bilinçlendirilmesi ve sürecin bir parçası haline getirilmesi, terapinin etkinliğini artırır. Ergenlik döneminde ebeveyn ve genç arasındaki bağlantıyı yeniden kurmak ergenlerle terapi sürecinin en başlıca hedeflerinden bir tanesidir.
Ergenlerle terapi, gençlerin yaşayabileceği öfke kontrolü sorunları, depresif hissetme, sosyal kaygı, sosyal içe çekilme, zorbalık üzerinden sosyal ilişkilerde rol edinme ya da zorbalığa maruz kalma gibi çeşitli sosyal ve duygusal zorluklarla başa çıkmalarına yönelik etkili bir müdahale alanıdır. Bu süreçte gençler, dışlanma, reddedilme, çekingenlik gibi sosyal zorlanmalar ile yeme bozuklukları (bulimiya, anoreksiya ve obezite gibi) ve kendine zarar verme gibi daha ciddi mental zorluklarla karşı karşıya kalabilir. Ergenlerin bu zorluklarla mücadele edebilmesi için sağlanan terapi hizmetleri, onların duygusal dengesini yeniden kazanmasına yardımcı olur. Aynı zamanda, bu gibi zorlu süreçlerde ailelerin de gençleri nasıl destekleyebileceklerine yönelik olarak sürece dahil edilmesi, gene ergenlik döneminde yaşanan bu ve benzeri sorunların çözümünde kritik bir rol oynar. Örneğin, bir gencin kendine zarar verme davranışını ele alırken, bu davranışın altında yatan nedenleri anlamak ve aile dinamiklerini değerlendirmek büyük önem taşır. Benzer şekilde, sosyal kaygı yaşayan bir ergenin, sosyal becerilerini geliştirmesi ve kendine güvenini artırması için hem bireysel hem de grup terapisi yöntemlerinden faydalanılabilir. Tuzla Gelişim, bu tür çok boyutlu sorunlara bütüncül bir yaklaşımla müdahale ederek, gençlerin ve ailelerinin ihtiyaçlarını karşılamayı hedefler. Bu sayede, hem bireyin hem de ailesinin geleceğe genel iyilik hali yüksek olarak ve daha işlevsel adımlar atarak ilerlemesi sağlanır.
Tuzla Gelişim'in ergenlerle terapi alanındaki terapi hizmeti, gençlerin bu zorlu geçiş döneminde karşılaştıkları her türden sorun için etkili ve kapsamlı bir destek sunar. Gençlerin duygusal, davranışsal ve sosyal alanlarda yaşadığı sıkıntılar, terapist ve danışan arasındaki güven ilişkisi zemininde ele alınarak çözüm odaklı bir yaklaşımla değerlendirilir. Öfke kontrolü, sosyal kaygı, depresyon, yeme bozuklukları gibi çeşitli konularda gençlerin kendilerini daha iyi anlamaları ve ifade etmeleri sağlanır. Ergenlerle oyun terapisi gibi yöntemlerle gençlerin duygusal dünyasına dokunulurken, ebeveynlerin de sürece dahil edilmesi, aile içi dinamiklerin güçlendirilmesine yardımcı olur. Gençlerin yaşadığı sosyal içe çekilme, zorbalık yapma ya da zorbalığa maruz kalma gibi sorunların altında yatan nedenler incelenir ve bu sorunlara yönelik çözümler geliştirilir. Ayrıca, çekingenlik, dışlanma ve reddedilme gibi zorluklarla başa çıkma konusunda gençlere beceri kazandırılır. Ailelere verilen rehberlik hizmetleri, gençlerin gelişim sürecine katkı sağlarken, ebeveynlerin de bu süreçte kendilerini daha donanımlı hissetmelerini sağlar. Tuzla Gelişim, ergenlerle terapi alanında bireysel farklılıkları gözeterek gençlerin ve ailelerin yanında yer alır; onların geleceklerine umut ve güvenle bakabilmeleri için rehberlik eder. Bu süreçte geliştirilen çözümler ve sağlanan destekler, yalnızca bireysel değil, aynı zamanda ergenlik dönemine yönelik toplumsal algılarda bir farkındalık yaratmayı ve gelişimi desteklemeyi hedefler.
Comments